Strazburg'da Ceza Avukatı

Büromuz, ceza hukuku süreçlerinizde size destek olmaktadır.

Strazburg’daki ceza avukatınız Doç. Dr. Ümit KILINÇ ve ekibi ceza davasının her aşamasına müdahale ediyor:

  • şikayet
  • yüzleşme
  • davaya müdahil olunması,
  • soruşturma hakimi ve ceza mahkemesi veya ağır ceza mahkemesi önünde savunma,
  • tazminat komisyonu (CIVI) önünde müvekkillerin savunulması.


Doç. Dr. Ümit KILINÇ ve ekibi, bir suçun faili veya mağduru olsanız da, size uygun ve etkili hukuki yardım sağlama konusunda tavsiyelerde bulunur ve gerekirse sizi ceza mahkemeleri önünde savunur.

Her ceza davası farklıdır ve kendine has özellikleri vardır. Bu nedenle, her durum için kişiselleştirilmiş bir savunma benimsenmelidir. Suçluluğunuz kaçınılmaz olsa bile, özellikle kişisel ve mesleki durumunuz açısından gerekli belgelerle desteklenen bu özel çalışma, adil ve uygun bir yaptırım almanızı sağlayacaktır.

Davanın mahkemeye intikalinden önce avukatın müdahale etmesi önemlidir. Polis nezaretinde veya serbest duruşma sırasında ilk temas, kendisine şikâyet edilen fiiller hakkında fikir sahibi olmaya ve uygun bir savunmanın uygulamaya konmasına imkanı verecektir.

Polis tarafından yapılan gözaltı işleminden ve tutuksuz yargılanma sonunda, Cumhuriyet Savcısının davayla ilgili değişik yargılama yöntemlerinden birini uygulayabilir. Bu yöntemler şu şekildedir:

  • Suçun söz konusu kişi tarafından işlenmediğini veya kendisini mahkemede kovuşturmak için yeterli delil bulunmadığını düşünürse takipsizlik kararı verir;
  • Adli soruşturma açıldıktan sonra dosyayı sorgu hakimine havale edebilir (ağır cezalık suçlarda sorgu hakimine sevk zorunludur);
  • Bireyin derhal yargılanabilmesi için davayı Asliye Ceza Mahkemesi önünde açar ve hılı yargılama usulüne uygun olarak sanığın yargılanmasını sağlar;
  • Adli polis memuru tarafından mahkeme davetiyesi verilebilir ve ileriki bir tarihte sanık ilgili ceza mahkemesinde yargılanır. Sanık tutuksuz yargılanır ve gerektiği zaman adli kontrol uygulaması yapılabilir.
  • Yine adli polis tarafından verilen mahkeme davetiyesi ile savcı, sanığı kendi delegesi huzuruna çağırtabilir ve kendisine bir ceza önerebilir. Şahsın öneren cezayı kabul etmesi durumunda ceza soruşturması biter ve karar uygulanır. Şahsın önerilen cezayı kabul etmemesi durumunda, savcılık kararına itiraz eder ve ileri bir tarihte ilgili ceza mahkemesi önünde yargılanır.
  • Son olarak, suçun sanık tarafından kabul edilmiş olması halinde savcı ve avukatla temsil edilen sanık ceza konusunda pazarlık yaparak anlaşabilirler. Anlaşmaya varmaları halinde bu anlaşma hakim tarafından onaylanır ve bu onay mahkeme kararı yerine geçer. Anlaşmaya varılmaması durumunda ise sanık yetkili ceza mahkemesi önünde yargılanır.


Doç. Dr. Ümit KILINÇ ve ekibi, Sulh Ceza Mahkemesi, Asliye Ceza Mahkemesi veya Ağır Ceza Mahkemesi önünde, gözaltı ve ceza soruşturması aşamasından yargılama aşamasına kadar sizlere hukuki yardım sunar ve sizin avukatlığınızı üstlenir.

Danışmanlık talep edin

Lütfen iletişim bilgilerinizi ve talebinizin nedenini belirtiniz.

Sıkça sorulan sorular

Cevaplarımız

1. Suç mağduru nasıl tazminat alabilir?

Ceza gerektiren bir suçun mağduru, failin ceza mahkemesi tarafından mahkûm edilmesi durumunda tazminat talep edebilmektedir.

Müdahil taraf doğrudan ceza mahkemesi önünde veya daha sonra tazminata ilişkin ceza mahkemesi önünde (sur interets civils) uğradığı zararın tazminini talep edebilir. Her iki durumda da davaya müdahil olması gerekiyor.

Failin hükmedilen tazminatı ödememesi veya ödeyememesi durumunda mağdur tazminat komisyonlarından birine başvurabilir. Bu komisyonlar şunlardır:

CIVI (Mağdur Tazmin Komisyonu): Mağdurun kimliğinin belirlenememesi veya iflas etmiş olması nedeniyle fail tarafından tazminat ödenemediği durumlarda bu komisyonla temasa geçilebilir. Bir sigorta, sosyal güvenlik veya ortak kuruluş tarafından tazminat ödenmesinin de imkânsız olması gerekir. Bu komisyon özellikle ağır suçların işlenmesi durumunda devreye girebilmektedir.


SARVI (Suç mağdurlarına yardım komisyonu): SARVI, mahkûmiyet miktarına göre mağdura tazminat öder. Gerçekten de, 1.000 avroya eşit veya daha az bir mahkumiyet durumunda, failin borçlu olduğu meblağın tamamı mağdura geri ödeniyor. Cezanın 1.000 Euro’yu aşması durumunda, minimum 1.000 Euro, maksimum 3.000 Euro olmak üzere ödenmesi gereken tutarın %30’u geri ödenir. Talebin nihai mahkûmiyet tarihinden en geç 1 yıl sonra sunulması gerekir. Ancak SARVI, son başvuru tarihinden sonra gönderilen bir talebi meşru bir sebeple kabul edebilir.


Mağdur ayrıca, suçun failinin neden olduğu zarardan dolayı uğradığı zararın tazmini için hukuk hakimi önünde dava açabilir. Ancak, hukuk davası bağlamında bunun, yazarın cezai sorumluluğunu değil, hukuki sorumluluğunu kapsadığını belirtmekte fayda vardır. Bu nedenle herhangi bir polis ya da jandarma soruşturması yapılmayacak ve eylemlerin sorumluları hapis ya da para cezasına çarptırılamayacak. Mağdurun, failin kendisine doğrudan zarar veren bir kusur (burada cezai kusur) işlediğini kendisi kanıtlaması gerekecektir.

Adli soruşturma sırasında kişi, hapis cezasını gerektiren bir suç işlediğinden şüpheleniliyorsa gözaltı işlemi uygulanabiliyor.
Gözaltı işlemi normalde 24 saat sürer ancak bu süre Cumhuriyet Savcısı veya soruşturma hakimi tarafından 24 saat süreyle uzatılabilir. En ciddi vakalarda (özellikle uyuşturucu kaçakçılığı), gözaltı işlemi 72 saate kadar uzatılabilir. Gözaltı işlemi, terör suçlamasının söz konusu olduğu durumlarda soruşturma hakimi veya tutuklama hakimi kararıyla 96 veya 144 saate kadar da uzatılabilir.

Gözaltındaki kişi, soruşturmanın gerektirdiği durumlarda polis veya jandarma tarafından, aynı cinsiyetten bir kişi tarafından aranabilir.

Polis nezaretindeki kişiye, polis nezaretindeyken hakları konusunda anlayacağı bir dilde derhal bilgi verilmelidir. Adli polis memuru, kendisine polis nezaretine alındığını, bu tedbirin süresini ve uzatma ihtimalini bildirmeli, işlediğinden şüphelenilen suçun yanı sıra bu suçun tahmini tarihi ve yerini de kendisine bildirmelidir. Ayrıca aşağıdaki haklara sahip olduğu konusunda da bilgilendirilmelidir:

  • bir doktor tarafından muayene edilmek;
  • yakın akrabalarına ve işverenlerine telefonla bildirimde bulunmak, ayrıca gözaltındaki şahıs yabancı uyruklu olması halinde ve bağlı olduğu konsolosluk makamlarına bildirimde bulunmak;
  • prosedürün başlangıcından itibaren, kendileri tarafından seçilen veya resen atanan bir avukatın yardımından yararlanmak;
  • Fransızca bilmemesi durumunda bir tercüman yardımından faydalanmak;
  • sessiz kalmak, açıklamalarda bulunmak veya adli polisin sorularına cevap verme hakkı olduğu;
  • gözaltı işleminin uzatılması durumunda sorumlu savcı veya soruşturma hakimine gözlemlerini sunmak;
  • mümkün olan en kısa sürede ve en geç polis nezaretinin uzatılmasından önce, polis nezaretine alındığını gösteren tutanağı, duruşma tutanaklarını ve varsa doktor tarafından düzenlenen sağlık raporunu görmek.


Gözaltının sonunda kişi ya serbest bırakılır ya da aynı gün soruşturma hâkimi ya da savcının huzuruna çıkarılır, böylece kendisi ne işlem yapacağına karar verir.

Avukat, polis gözetimi sırasında müvekkilin haklarına saygı gösterilmesini sağlar.

Gözaltındaki kişi polis veya jandarma tarafından ifadeye alınmadan önce, avukat en fazla 30 dakikalık bir görüşme yapar ve onunla özel olarak, kimsenin duymayacağı şekilde konuşur.

Ayrıca avukat gözaltı sırasında müvekkilini kendisini neyin beklediği konusunda bilgilendirir. Gzöaltı sırasında avukat hukuka aykırı işlem olması halinde, bunları not alıp gözlemlerini yazılı olarak dosyaya sunabilmektedir. Avukatın bu yazılı gözlemleri dosyaya eklenecek ve ilerde yargılama aşamasında kullanılabilecektir.

Gözaltındaki kişinin avukat yardımını talep etmesi halinde, avukat hazır bulunmadan ilk ifade alma işleminin başlayamayacağını belirtmek gerekir. İfade alma işlemi ancak avukatın hazır bulunması veya avukatın çağrılmasından sonra 2 saat içinde gelmemesi halinde başlayabilir.

Ayrıca gözaltı süresinin uzatılması halinde avukat müvekkili ile yeniden 30 dakika görüşebilecek.

Ceza Mahkemesi’ne çağrıldığınızda kimliğinizle birlikte belirtilen tarihte duruşmaya gelmeniz gerekmektedir. Duruşmaya tek başınıza veya avukatınız eşliğinde katılabilirsiniz.

Duruşmaya geçerli bir sebeple katılamayacaksanız avukatınız tarafından temsil edilmeyi isteyebilirsiniz. Bu durumda duruşmaya katılmanızı engelleyen sebepleri açıklayan, avukatınızın sizi temsil edeceğini belirten ve yargılamanın yokluğunuzda yapılacağına rıza gösterdiğinizi ifade eden bir yazının mahkemeye verilmesi gerekmektedir. Mahkeme bu durumda yalnızca avukatınızın hazır bulunmasını kabul edebilir veya sizin varlığınızın gerekli olduğunu düşünürse davayı başka bir tarihe erteleyebilir.

Duruşmaya katılmazsanız ve geçerli bir mazeretiniz yoksa (örn. hastalık, ulaşım grevi), dava ya daha sonraki bir duruşmaya ertelenir ya da Mahkeme tarafından aynı gün karara bağlanır. İkinci durumda Mahkeme, sanığa tebliğ edilmek üzere bir karar verecektir. Mahkeme, duruşmaya bizzat katılmanız gerektiğini size belirtmişse, avukatınız duruşmada hazır bulunsa dahi sizin huzurunuzda yargılama yapmaya karar vererek duruşmayı başka bir tarihe erteler.

İşlenen suçun ciddiyet derecesine ve failin yaşına bağlı olarak yargı yetkisine sahip birçok ceza mahkemesi bulunmaktadır.

Yetişkinler için ceza mahkemeleri şunlardır:

Sulh ceza mahkemesi: Yasanın 1.500 avroyu aşmayan para cezasıyla cezalandırdığı ihlalleri, yani en hafif suçları yargılar. Örn: gece gürültüsü, ruhsatsız avlanma vb. Sulh ceza mahkemesinin kararları tek hakim tarafından verilmektedir.

Asliye ceza mahkemesi: Yasanın 10 yıla eşit veya daha az hapis cezasıyla cezalandırdığı suçların ve diğer cezaların (para cezası, ek cezalar ve kamu hizmeti) yargılanması ile ilgilenir. Örn: ciddi şiddet, hırsızlık, dolandırıcılık vb. Asliye ceza mahkemesi, biri mahkemeye başkanlık eden üç profesyonel hâkimden oluşur. Ceza Muhakemesi Kanunu’nda sayılan bazı suçlar için ise tek hâkim tarafından yargılama yapılabilmektedir.

Ağır ceza mahkemeleri: En ciddi suçları, yani cinayet, tecavüz vb. suçları yargılar. Oluşumu biraz farklıdır nitekim yalnızca profesyonel hakimlerden oluşan diğer ceza mahkemelerinin aksine Ağır ceza mahkemesi, biri başkanlık eden üç profesyonel yargıçtan ve kurayla seçilen vatandaşlardan (jüri) oluşmaktadır. Yakın tarihte tecavüz suçları sadece profesyonel olan 5 hakimli ağır ceza mahkemelerine devredildi. Bu tür suçları artık profesyonel ağır ceza mahkemeleri yargılamaktadır.

 

Çocuk ceza mahkemeleri ise şunlardır:

Çocuk mahkemesi: 5. sınıf suçları, yani en ağır kabahatleri yargılar. Ayrıca olayın gerçekleştiği tarihte 16 yaşını doldurmamış küçüklerin işlediği asliye cezalık ve ağır cezalık suçları yargılar. Bir çocuk hâkimi ve iki yedek hakimdem oluşur.

Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi: Olayların gerçekleştiği tarihte 16 ila 18 yaş arasındaki küçüklerin işlediği suçları yargılar. İkisi çocuk yargıcı olan üç profesyonel hakimin yanı sıra seçilmiş bir jüriden oluşur.

“Suçunu kabul etme” olarak da adlandırılan bu prosedür (CRPC), geleneksel ceza yargılamasına bir alternatiftir. Bu, savcının suçunu kabul eden kişiye ceza önermesine ve cezanın sanık tarafından kabul edilmesine imkan tanıyan bir prosedürdür.

Bu prosedür ancak kişinin kendisine itham edilen suçlamaları itiraf etmesi ve suçu kabul etmesi durumunda kullanılabilir. Bu nedenle para cezaları ve kabahatler kapsam dışındadır. Ayrıca bazı suçlar için de imkansızdır. Bu suçlar şunlardır:

  • 5 yıldan fazla hapis cezası gerektiren suçlar (şiddet, tehdit, cinsel saldırı ve kasıtsız cinayet nedeniyle yaralanma);
  • Basın suçları (hakaret, iftira vb.);
  • Siyasi suçlar (örneğin izinsiz bir gösteriye katılım).


Savcı önüne davet edilen sanığın avukatla temsil edilmesi ve savcı önüne avukatla gitmesi zorunludur.

Savcının önerdiği cezayı okuduktan sonra sanık açısından üç ihtimal var:

Cezanın reddi: Bu durumda savcı, sanık kişiyi geleneksel bir yargılama için ceza mahkemesine sevk edecektir;

Cezanın derhal kabul edilmesi: Bu durumda savcı, sanık ve avukatını dinlediği onay duruşması sırasında yargıçtan cezayı onaylamasını ister. Hakim cezayı onaylayabileceği gibi reddedebilir. Ancak red kararının çok nadir olduğunu belirtmekte fayda vardır. Hakim önerilen ve kabul edilen cezayı değiştiremez veya ona ekleme yapamaz. Reddetmesi halinde kişi, ilgili ceza mahkemesine sevk edilir.

En fazla 10 gün olacak şekilde bir düşünme süresi talep edilmesi: Savcı, gerekli görmesi halinde, bu düşünme süresi içinde, sanığın adli gözetim altına alınması, elektronik bilezik verilmesi veya duruşma öncesi tutuklama talebinde bulunabilir. Ancak genelde ne adli kontrol ne de tutuklama olmamaktadır. Bu durumda sanığın, hakimin teklifini kabul veya reddetme kararından itibaren 10 ila 20 gün içinde Savcı huzuruna çıkması gerekiyor.

Hızlı yargılama usulü (comparution immediate), suç işlediği iddia edilen kişinin polis nezaretine alındıktan hemen sonra ceza mahkemesinde yargılanmasına olanak tanır. Bu ancak suçlamaların ve delillerin yeterli olması ve davanın yargılamaya hazır hale gelmesi durumunda mümkündür. Başka bir deyişle derinlemesine inceleme gerektirmeyen basit ve suş işlendiğine dair tartışma götürmeyen açık delillerin varlığı halinde mümkündür.

Ayrıca, bunun yalnızca en az 2 yıl hapis veya aleni bir suç olması durumunda 6 ay hapis cezası gerektiren suçlarla ilgili olduğunu da belirtmek gerekir.

Bu yargılama usulü genel olarak suç işlediği konusunda hakkında yeteri kadar delil olan ve sicili kabarık kişilerin yargılamasında kullanılır. Şahsın yargılanıp mahkûm edilmesi kuvvetle muhtemeldir ve cezaevine gönderilmesi hususu kendisinin ailevi ve profesyonel durumu dikkate alınarak değerlendirilir.

Bu yargılama usulüne başvuru tamamen savcının taktirindedir. Avukat bu usulün uygulanmaması talebi genelde reddedilmektedir.

Ceza mahkemeleri tarafından çeşitli cezalar verilebilir:

Para cezası: Suçun ciddiyetine göre miktarı belirlenmek üzere Devlet Hazinesine bir miktar para ödenmesi;

Hapis cezası: Hükümlü, cezası süresince ceza infaz kurumuna gönderilir. Verilen ceza bir yıldan az hapis cezası ise, bu ceza (elektronik bilezik takılarak veya yarı kapalı cezaevine konularak) hükümlümün evde veya gece hapiste gündüz evde veya işyerinde olacak şekilde infaz edilebilir.

Cezanın ertelenmesi: Verilen cezanın infazının basit bir erteleme veya şartlı erteleme (sursis probatoire) olarak adlandırılan bir süre için ertelenmesi.

Basit erteleme: Mahkûmiyet kararının kesinleştiği günden itibaren 5 yıl içerisinde aynı türden yeni bir suç işlememesi halinde hükümlü kişi tarafından ceza infaz edilmeyecektir. Şartlı erteleme süresi içinde (bir veya iki yıl olabilir) yeni bir suç işlerse, ertelenen ceza geri alınabilir ve infaza konulabilir. Ancak bu geri alma otomatik değildir ve yeni suçu yargılayacak olan ceza mahkemesinin takdir yetkisi dahilindedir;

Şartlı ertelenen ceza: Ceza, hükümlünün ceza mahkemesi tarafından kendisine dayatılan yükümlülüklere ve yasaklara (bakım, eğitim, çalışma yükümlülükleri, ‘belirli kişilerle temasa geçme veya belirli yerlerde görünme yasağı’) uyması koşuluyla ertelenir. Bu şartlı erteleme en az bir yıl süreyle uygulanır ve genelde iki yıllık süreye tabi tutulur.

Ücretsiz kamu hizmetini yerine getirme cezası: Bir kamu kurumunda, bir kamu hizmeti misyonundan sorumlu özel bir kurumda, bir toplulukta veya yetkili bir dernekte yürütülen, hakim tarafından belirlenen süre boyunca ücretsiz çalışma da uygulanan cezalar arasındadır. Bu ceza ancak suçu işleyen kişinin rızasıyla verilebilir;

Cezai kısıtlama kararı (contrainte penale): Cezevine gönderilme durumuna bir alternatif cezadır. Suçu işleyen kişinin uyması gereken bir dizi yükümlülüğün yapılması ve yasağın yapılmaması ile ilgilidir. En fazla 5 yıl ile sınırlıdır. Yükümlülükler arasında en yaygın olanları işlenen suçun neden olduğu zararın tazmini, eğitim veya mesleki eğitim, tıbbi tedavi veya bakım ve hatta vatandaşlık kursuna katılma gibi yükümlülüklerdir. İşlenen suçla doğrudan ilgili olan yasaklar, belirli kişilerle iletişime geçmenin veya belirli yerlere gitmenin, içki mekanlarına sık sık gitmenin, mağdurla temasa geçmenin yasaklanmasını vb. kapsayabilir. Daha sonra hükümlü, bir izleme ve kontrol programını entegre edilerek, sorumlu kılınır ve yeniden topluma entegre olmasına yardım edilir. Hükümlü, suçun tekrar işlenmesini önlemek amacıyla bireysel veya toplu programlara katılmaya da zorlanabilir. Bu ceza ancak 5 yıldan az cezayı gerektiren suçlar için verilebilir;

Ek cezalar: Verilen cezaya eklenen yaptırımlardır. İşlenen suçla yakın bir bağlantısı vardır:

  • Bir hakkın geri alınması (örneğin, ehliyetin askıya alınması, bazı motorlu kara taşıtlarının kullanılmasının yasaklanması, silah bulundurma yasağı vs);
  • Bir hayvana veya mülke el konulması (örneğin bekçi köpeği, silah, araç);
  • Bir eğitim yükümlülüğü (örneğin karayolu güvenliği farkındalığı eğitimi, vatandaşlık, ebeveyn sorumluluğu)

 

Kişi kendisine yüklenen yükümlülüklere uymadığı takdirde 2 yıl hapis ve 30.000 euro para cezasıyla cezalandırılma riskiyle karşı karşıya kalacak.

Ceza mahkemesince verilen mahkûmiyet kararına itiraz, sanığın hazır bulunması veya bir avukat tarafından temsil edilmesi halinde, hükmün verildiği tarihten itibaren 10 gün içinde kararı veren mahkemenin ilgili ceza mahkemesinin yazı işlerine başvurularak beyanda bulunma yoluyla yapılır.

Bu durum tefhim durumu için geçerlidir.

Şahsın duruşmadan hazır olmaması halinde, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde itirazda bulunulması gerekir.

Karar kesinleştikten sonra cezanın infaz edilmesi gerekir. Bu, para cezasının ödenmesi veya hapis cezasının çekilmesinden oluşur.

Ceza indirimi, hapis cezasına çarptırılan kişinin planlanan tarihten önce serbest bırakılmasına olanak tanır.

“Ceza indirimi kredisi” olarak adlandırılan, tüm mahkumlar için geçerli olan ve cezalarının indidilmesi için başvuruda bulunmalarına gerek kalmadan otomatik bir ceza indirimi söz konusudur. Bu kredi cezanın uzunluğuna göre hesaplanır:

  • Cezanın ilk yılı için 3 ay indirim
  • Takip eden her yıl için 2 ay indirim
  • İlk 12 ay, maksimum 2 aya kadar ayda 7 gün indirim yapılır

 

Ancak bu ceza indirimi, mahkûmun cezasının infazı sırasında kötü davranış sergilemesi halinde, ceza infaz hâkimi tarafından veya cezanın infazı sırasında yeni bir mahkûmiyet kararı verilmesi halinde ceza mahkemesi tarafından geri alınabilir.

Otomatik ceza indirimine ek olarak, ayrıca bir ceza indirimi de söz konusu olabilir. Bu indirim, cezalarının infazı sırasında sosyal rehabilitasyon konusunda ciddi çaba gösteren mahkûmlara verilmektedir. Süresi, kanunun öngördüğü azami asgari süreye uyulmasına bağlı olarak, hükmü veren hâkim tarafından serbestçe belirlenir:

  • her yıl için 3 ay indirim
  • sürenin 1 yıldan az olması halinde, her ay 7 gün hapis cezası indirim

 

Mahkûmun bundan faydalanması için ceza hakiminden talepte bulunması gerekmektedir. İnfaz hakimi ayrıca, ceza infaz komisyonunun görüşünü dikkate alarak, yılda en az bir kez ek ceza indirimi yapılıp yapılmamasına karar vermektedir.

poignée de main

Başka sorularınız mı var ?